• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Ders-Akademi/1405878436342260

Üyelik Girişi

YER KABUĞU NELERDEN OLUŞUR

YER KABUĞU NELERDEN OLUŞUR?

Dünyayı oluşturan katmanların dıştan içe doğru sırası şu şekildedir; hava küre, su küre, taş küre, ateş küre, ağır küre.

  • Hava Küre(Atmosfer): Yeryüzünün etrafını saran gaz karışımıdır.
  • Su Küre:Dünyadaki bütün sular su küreye girer.Okyanuslar, denizler, göller ve tüm sular su küreyi oluşturur.
  • Taş Küre(Yer Kabuğu):Üzerinde yaşadığımız katmandır. Çeşitli yapıdaki kayaçlardan oluşmuştur. Üst kısımları yer yer toprakla örtülmüştür. Yer yer yükselti, düzlük ve çukurlardan oluşur. Kalınlığı her yerde aynı değildir.Okyanusların dibinde ince ,dağlık bölümlerde kalındır. Yer kabuğunun derinliklerine inildikçe sıcaklık artar.Beş katman içinde en ince olanıdır.
  • Ateş Küre:Yer kabuğunun altında bulunan kısımdır.Yanardağlardan çıkan lavlar bu tabakadan gelir.Bu bölge aşırı sıcak bir bölgedir ve bütün maddeler erimiş halde bulunur. 
  • Ağır Küre: Dünya'nın merkezinde bulunur.Burada demir, nikel gibi yoğunluğu büyük olan maddeler yer alır. Çekirdeğin sıcaklığının 4000 – 45000 C’nin üstünde olduğu sanılmaktadır. Bu sıcaklıktaki bütün maddelerin buhar halinde bulunması gerekir. Fakat büyük basınç altındaki çekirdeğin sıvı kalamayacağı, katı durumda olduğu sanılmaktadır.

               
KAYAÇLARI SINIFLANDIRALIM

Kayaçlar çeşitli  mineraller ve organik maddelerden oluşmuş katı birikintilerdir. Kayaçlarla ilgilenen bilim dalına petroloji adı verilir.

  1.  Magmatik  kayaçlar 
  2.  Tortul  kayaçlar 
  3.  Başkalaşım  kayaçları 

1.Magmatik Kayaçlar

Ateş kürenin yapısında bulunan erimiş haldeki magmanın  yeryüzünde ya da yer kabuğunun  derinliklerinde  soğuyarak  katılaşmasıyla  oluşan  kayaçlara magmatik kayaçlar denir.

 

 

2.Tortul kayaçlar

Magmatik  kayaçların,  sıcaklık değişiklikleri , yağışlar ,rüzgarlar gibi dış etkenlerle küçük parçalara bölünmesiyle oluşan kayaçlardır. Bu küçük parçalara tortu denir.Tortullar göl, deniz, çukur gibi uygun ortamlara rüzgar veya akarsu aracılığıyla taşınarak tortullaşırlar.Tortullar üst üste tabakalar oluştururlar,üst üste tabakalar arttıkça alt tabakalarda ağırlık artar ve baskı oluşur. Zamanla, sıcaklık ve basınçla  tortul kayaçlar oluşur.Tortul kayaçların içinde bol miktarda fosil (canlı kalıntılar) bulunur.

Tortul kayaçları oluşumlarına göre üçe ayırıyoruz: 

 

a) Mekanik tortullar

Sürüklenen kayaların bir yerde toplanmasıyla  oluşurlar.Sürüklenmeyi rüzgar, su, sıcaklık gibi dış etkenler sağlarlar.Örnek olarak kumlar,killer,çakıllar verilebilir.

           

       KUM                                                            ÇAKIL

 

b)Kimyasal Tortullar

Suyun buharlaşmasıyla suyun içerisindeki maddeler dibe çöker ve kimyasal tortullar oluşur. Bu gruba örnek;

kaya tuzu, traverten, sarkıt ve dikit verilebilir.



    TRAVERTEN

 

c)Organik Tortullar

  Bitki ve hayvan artıklarından oluşurlar.Bu gruba; kalkerli ve silisli kayalar, kömür ve petrol örnek verilir.Petrol yer altından çıkarıldığı gibi kullanılamaz, kullanılabilir olması için işlenmelidir (rafineri edilmelidir).

 

                  PETROL

3.Başkalaşım Kayaçları

Magmatik ve tortul kayaçların dış etkenler(sıcaklık, basınç) sebebiyle zamanla değişikliğe uğraması  (başkalaşması) sonucu oluşur.Başkalaşım kayaçları, sert bir yapıya sahiptirler ve fosil bulundurmazlar.Başkalaşım sonucunda kireçtaşı  mermere, kil taşı şiste, granit gnaysa, kumtaşı kuvarsite ve taş kömürü ise elmasa dönüşmektedir.


                  Kaya Döngüsü



Kayaçlar, doğada sürekli olarak birbirlerine dönüşürler, bulundukları yerde hiç hareket etmeden dursalar da, her biri çok uzun yıllardır süren bir değişikliğin parçasıdırlar. Kayaçların oluşumlarından  bu yana devam eden ve farklı tür kayaçların doğal yollarla birbirine dönüşmesini açıklayan bu sürece "kaya döngüsü" denir. Kaya döngüsünü devam ettiren şey ise doğal olaylardır.

  

 

 

                                  MADENLER

Yerkabuğunun farklı derinliklerinde bulunan ve ekonomik değer taşıyan mineral bileşimlerine maden denir. 


 Başlıca Madenlerimiz


Demir 
Kullanım alanı oldukça geniş olan bir madendir, çelik üretiminde kullanılır.

Bakır
Bakırın kolay işlenmesi ve iletken bir metal olması nedeniyle kullanım alanı geniştir.  Kap kacak yapımında kullanılmıştır. Bakırın elektriği iyi iletmesi nedeniyle elektrik-elektronik sanayisinde, makine, mutfak ve süs eşyaları yapımı gibi alanlarda kullanılmaktadır. 

Krom
Krom, demirin sertleşmesinde ve paslanmaz çelik elde edilmesinde kullanıldığı için demir-çelik sanayisinin önemli bir ham maddesidir. Paslanmaz çelik savaş sanayisinde, iş makineleri, gemi, uçak vb. araçların makine ve motorlarının yapımında kullanılır.

Kükürt
Tarım alanlarının ilaçlanmasında, gübre ve sülfirik asit üretiminde kullanılmaktadır. En önemli kükürt yatağı olan Keçiborlu’daki (İsparta) işletmeler kapatıldığı için ihtiyacımız petrol rafineleri artıklarından ve ithalat yoluyla karşılanmaktadır.

Zımpara Taşı
Sert bir taş olduğu için yüzeylerin cilalanması, düzleştirilmesi ve parlatılmasında kullanılır. 

Tuz                                                                                                                                                     Tuz , ülkemizde bol miktarda bulunur. Ülkemizdeki tuz üretimi denizlerden, göllerden ve kaya tuzu yataklarından elde edilir. 

Lületaşı
Küçük süs eşyaları, takı ve pipo gibi eşyaların yapımında kullanılan lületaşı Eskişehir’de çıkarılmaktadır.

GEÇMİŞTEN GELEN MİSAFİRLER

 

                      (FOSİLLER)

 

Canlıların milyonlarca yıl öncesinden, günümüze kadar gelen kalıntılara ve izlere  fosil denir. Canlı kalıntılarının havayla teması aniden kesildiği için korunabilmiş günümüze kadar gelebilmiştir. Bu kalıntılar genellikle canlının iskeletini  oluşturan dayanıklı kemik, diş, kabuk, tohum, yaprak şeklindeki yapılardır. Fosillere kayaçlar (özellikle tortul kayaçlar), buzullar, kumlu nehir tabanı, bataklık ya da kumul, çam reçinesi, asfalt, deniz ve
göl gibi ortamlarda rastlanmaktadır.

Fosilleri inceleyen bilim dalına paleontoloji denir. Fosiller hakkında çalışmalar yapan bilim insanlarına ise paleontolog adı verilir.

 

TOPRAK

Yer kabuğundaki kayaçların üzerini örten ince tabakaya toprak denir. Toprak, yerkabuğunu oluşturan kayaçların aşınması ile ortaya çıkan minerallerden ve canlı kalıntıları olan organik maddelerden oluşur. Toprağın içinde geniş bir canlılar topluluğu bulunur ve toprak, bitkilerin yaşamasını ve beslenmesini sağlar.

Toprak, sıcaklık değişimi, yağış ve rüzgar gibi dış olayların etkisi altında zamanla kayaçların parçalanıp ufalanmasıyla oluşur. 

 

Topraklar, yapılarına göre 4 gruba ayrılır:

 

a) Kumlu Toprak :

Hafif ve su tutma özelliği olmayan topraklara kumlu toprak denir. Bu tür topraklar suyu kısa sürede tabana ulaştırırlar.

 

b) Humuslu Toprak :

 

Bitki ve hayvan kalıntılarının çürümesiyle oluşan, koyu renkli, yumuşak ve su tutabilen verimli toprağa humuslu toprak denir. Bu tür topraklar kavrulduğunda içinde canlı kalıntısı bulundurduğu için yanık kokusu verir. 

Humuslu toprak, tarım için en elverişli toprak çeşididir.

 

c) Killi Toprak :

Ağır, su tutabilen, zor işlenen, kil bakımından zengin olan, asitlerden etkilenmeyen ve ısıya dayanıklı toprak çeşidine killi toprak denir. Killi topraklar kavrulduklarında sertleşirler.

Killi topraklar, kiremit, tuğla, seramik ve çömlek yapımında kullanılırlar.

 

 

 

d) Kireçli Toprak :

Açık renkli, su tutmayan, gevşek yapılı ve yapısında kireç bulunduran toprağa kireçli toprak denir.

Kireçli toprak tarıma elverişli değildir.

 

 

            TOPRAK EROZYONU



Verimli toprak örtüsünün su ve rüzgârın etkisi ile aşınıp taşınması olayına erozyon denir.Toprakların, doğal ya da  dış kuvvetlerin etkisiyle, oluştukları yerlerden aşındırılıp  taşınması ve başka yerlerde biriktirilmesi olarak tanımlanabilen bir olaydır.

Ağaçlandırma yapılmaması erozyona neden olan faktördür. Bununla birlikte, engebeli ve eğimli arazi, toprağın yanlış kullanılması, meraların aşırı otlatılması, dağınık ve düzensiz yerleşme, yağışların düzensiz olması, orman yangınları erozyona neden olabilir.

Erozyona mani olmak için ağaçlandırma ve taraçalama yapılmalıdır.Taraçalama, eğimli arazide toprağın önüne basamaklı setler kurmaktır.Toprağa ürünler nöbetleleşe dikilmelidir.Eğer arazi eğimliyse, toprak eğime dik sürülmelidir. Bu yollar erozyonu engelleyicidir.

                                  

 

 Erozyon Doğaya Zarar Verir

  • Toprağın verimini düşürür,ürün kalitesi azalır.
  • Çölleşmeye sebep olur.
  • Toprağın işlenmesini zorlaştırır.
  • Su kirliliğine sebep olur.
  • Toprağın su tutma kapasitesini azaltır.

 

MAVİ GEZEGEN

 

Bizim üzerinde yaşadığımız mavi renkli dünya. Dünyanın %71'i sudur ve bu nedenle uzaydan bakıldığında mavi renkli görülür.Su molekülü iki hidrojen ve bir oksijen  atomundan oluşmaktadır.Bütün  canlılar hayatta kalabilmek için suya ihtiyaç duyarlar.. Suyun canlılar için kullanılabilir olması için sıvı halde olması gerekir.

Su, canlılığın devamında çok önemli bir rol oynamasının yanında hayatımızın birçok alanında da kullanılmaktadır.

 

                                SU DÖNGÜSÜ

 

Suyun yeryüzüyle atmosfer arasında sürekli hareket etmesi sonucunda oluşan döngüye su döngüsü denir. Su çevrimini harekete geçiren güneş, okyanuslardaki suyu ısıtır, ısınan su buharlaşır, su buharı atmosfer içinde yukarıya taşınır. Orada bulunan soğuk hava sebebiyle yoğunlaşır ve yağış olarak yeryüzüne düşer. Bu suyun bir miktarı yer altı sularına karışırken büyük kısmı göl ve deniz gibi kaynaklarda birikir.

 

                    YER ALTI SULARI NASIL OLUŞUR?

       Yeryüzüne inen suların büyük bir kısmı kumlu ve çakıllı katmanlardan (yeryüzünden) geçerek daha alt kısımlardaki geçirimsiz killi tabakaların üzerinde birikir. Bu sulara yer altı suları denir. Yer altı suları yağışlar, akarsular, göller, eriyen kar ve buz sularından beslenir. 


       Yer altındaki su, toprağın özelliğine göre farklı derinliklerde bulunur ve pompalanarak yeryüzüne çıkartılır. Bu sular endüstride, tarımda, hayvancılıkta kullanılmakla beraber içme suyu olarak da kullanılabilir. Ayrıca yer altı sularının bazı hastalıkları tedavi etme özelliği olduğu bilinir. Bu nedenle insanlar özellikle termal su kaynaklarına giderek bu sularla yıkanırlar.

       Su doğal olarak yer yüzeyine çıkabilir, suyun çıktığı yere kaynak adı verilir. Suları ılık veya sıcak olan kaynaklara termal kaynak denir. Sıcak su kaynakları olarak kaplıca (ılıca) kaynakları ve çamur kaynakları örnek verilir.

       Yer altından çıkan suların bazıları saf haldedir ve bu saf sular mineralce zengin olduklarından maden suyu olarak anılırlar ve insan vücuduna oldukça faydalıdır, içilebilir. 

       Yer altı suları en temiz sulardır. Ülkemiz, yer altı suları bakımından oldukça zengin bir ülkedir.

 

                                 YER ÜSTÜ SULARI

14. Okyanus: Kıtalar arasında büyük çukurları kaplayan geniş ve derin su kütlesi. 

15. Deniz: Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbirleriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi.

16. Göl: Kapalı havzalarda yer alan geniş, durgun su kütlesi.

17. Akarsu: Yerin altında ya da üstünde, kıyıları az çok belirgin bir yatak içinde akan su kütlesi.

 

YER ÜSTÜ SULARININ KULLANIM ALANLARI:

                DENİZ YOLU ULAŞIMI

 

 

 

                        SU SPORLARI

 

 

                              TURİZM

 

                              

 

 

 

              ENDÜSTRİYEL SU KULLANIMI

 

 

 

                   EVSEL SU KULLANIMI

 

 

                                  TARIM

 

 Gördüğümüz gibi iki harften oluşan bu kelime hayatın her alanında yer almaktadır.

      

                     SU NEDEN ÖNEMLİ?

Susuz yaşam mümkün değildir. İnsan gıda almadan haftalarca yaşayabilir fakat su içmeden, birkaç gün yaşamını sürdürebilir.

1.       Su, vücudu içten temizler. Saç, deri, tırnaklar bunların hepsinin sağlıklı ve temiz olması için suya ihtiyacımız vardır.

2.       Su iyi bir çözücüdür. Bu sebeple birçok biyolojik tepkime sulu ortamlarda gerçekleşir.

3.       Su temizleyicidir. Annelerimizin  temizlik yaparken suyu kullanması bundandır.Suyun binlerce faydası vardır biz buraya sadece genel olanları yazdık, suyun daha fazla faydasını nı öğrenmek için tıklayın.

       


        Yer Kabuğunun Doğal Anıtları


Yer kabuğu değişimi devam eden bir süreçtir.Değişim neticesinde göze hoş gelen farklı yapılar oluşmaktadır.
Bu değişim iki bölümde incelenir.

1.)Birdenbire ve şiddetli olan hareketler:Bunlar hızlı kısa süreli fakat etkileri büyük olur.
a.)Depremler
b.)sarsıntılar
c.)volkanik püskürmeler
d.)faylar-kırıklar.


2.)Yavaş ve Sürekli Olan Hareketler:
Yer kabuğunun alçalma,yükselme,kıvrılma hareketleri.
Bu hareketler yavaş ve uzun sürede gerçekleşir.Yer hareketleriyle birlikte; sarkıtlar,dikitler,yer altı veya yer üstü mağaraları,travertenler,peri bacaları ve obruklar  gibi yapılar oluşur.


Peri Bacaları: Sular,rüzgar ve erozyon sonucu zamanla oluşmuşlardır.


Obruk: Yer altı ve kaynak sularının o bölgede bulunan maden ve tuzları eritmesiyle oluşan derin kuyulara denir.

Mağara: hareketler sonucunda bir yamacın ya da kayanın  içe doğru oyularak açtığı geniş oyuklardır.

 

Mağaraların tavanlarından damlayan kireçli sular buharlaşmanın da etkisiyle tabanda dikitleri, tavanda ise sarkıtları oluşturur. Sarkıtlar ve dikitler zamanla büyüyerek birleşip mağara içerisinde Damlataş denilen yapıları oluşturur.

Bunların yanı sıra bazı şelale ve göller de doğal anıttır. Doğal anıtlar turizm açısından önemli gelir getirirler.Onları korumak hepimizin görevidir.