• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Ders-Akademi/1405878436342260

Üyelik Girişi

VÜCUDUMUZDA SİSTEMLER

VÜCUDUMUZDA SİSTEMLER

DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ:

İnsanların ve hayvanların vücuduna şekil veren dik durmasını ve kaslarla birlikte hareketi sağlayan sisteme iskelet sistemi denir.İki çeşit iskelet tipi vardır.

1. Dış İskelet: Vücudun dış kısmında birtakım organik ve inorganik maddelerden oluşmuş cansız bir yapıdır.Midye salyangoz ve hamamböceği gibi hayvanların iskeleti dış iskelettir.Dış iskelet;
*Hareketi engeller büyümüyeyi sınırlar
*Su kaybedilmesine engel olur.(özellikle karada yaşayan canlılarda)
*Büyüme sırasında zaman zaman değiştirilir.
*Kaslar iskelete içten bağlanır.

2. İç İskelet:
Vücudun içinde bulunur.Organik ve inorganik maddelerden oluşmuştur.Omurgalı hayvanların iskeletidir.

*Kemik veya kıkırdaktan oluşmuştur.(Köpekbalığı iskeleti tamamen kıkırdaktır.)
*Hareketi engellemez büyümeyi sınırlamaz.
*Kaslar iskelete dıştan bağlanır.
*Üzerinde deri kıl tüy gibi yapılar vardır.

İNSANDA İSKELET SİSTEMİ:

İnsan vücudundaki iskelet sistemi yaklaşık 207 kemikten meydana gelir..Bebekken iskeletteki kemik sayısı daha fazladır.Büyüdükçe bazı kemikler birleşir ve kemik sayısında azalma olur.
İnsan iskeleti baş gövde ve üyeler(kollar ve bacaklar) olmak üzere üç bölümde incelenir.




BAŞ iSKELETİ: Bu bölümdeki kemikler birbirlerine kaynaşmışlardır.Oynamaz eklemlerle bağlıdırlar. Sadece alt çene kemiği oynar eklemdir.

GÖVDE İSKELETİ: Göğüs kafesi omurga ve kalça kemerinden oluşur.Sırt omurları göğüs kemiği ve 12 çift kaburga göğüs kafesini meydana getirir.Göğüs kafesi sayesinde kalp ve akciğerler korunur.
Omurga omur denen kemiklerden oluşmuştur.Ortasında omurga boyunca omurilik uzanır.Omurga 33 omurdan oluşur.

- Boyun ( 7)
- Sırt (12)
- Bel ( 5)
- Sağrı ( 5)
- Kuyruk Sokumu (4)

ÜYELER İSKELETİ:
Kol ve bacaklar kemik köprülerle bağlanmışlardır.Kol kemikleri omuz kemeri ile bacak kemikleri kalça kemeri ile gövdeye bağlanır.

İskelet:
1. Dik durmamızı sağlar.
2. Vücudumuza şekil verir.
3. İç organlarımızı korur.
4. Hareketimizi sağlar.(Kaslarla birlikte)
5. Mineral depo eder.
6. Kan hücresi üretir.



İskelet sisteminde bulunan kemikler 3'e ayrılır.

1. Uzun Kemikler:İki ucu şişkin silindirik yapılı kemiklerdir.İki uçta bulunan büyük bölümlere baş denir.Baş kısımlarda süngerimsi kemik dokusu gövde bölümü ise sert kemik dokusundan oluşur.Kemik uçlarında kırmızı ilik gövdedeki kanalın içinde boylu boyunca sarı ilik bulunur.
Kol ve bacak kemikleri uzun kemiklere örnektir.

2. Kısa Kemikler:Boyu ve genişliği birbirine yakın olan kemiklerdir.Omurgadaki omurlar el ve ayak bileklerinin kemikleri kısa kemik örnekleridir.

3. Yassı Kemikler:Genişliği fazla olan kemiklerdir.İçlerinde sarı ilik bulunmaz. Kafatası kaburga kürek ve kalça kemikleri yassı kemiklere örnektir.
KEMİĞİN YAPISI



Kemikler yapısal olarak incelenirse; canlı kemik hücreleri(osteosit) ile cansız olan ara madde(osein)den oluştuğu görülür.Ana maddenin yapısında magnezyum potasyum sodyum bikarbonat vardır.
Bütün kemikler periost adı verilen bir kemik zarı ile örtülüdür.Periost kemiğin enine büyümesini beslenmesini ve onarılmasını sağlar.
Kemikler yapısal olarak ikiye ayrılır.
1. Sert kemik(sıkı kemik):
Kemik zarının hemen altında bulunur ve kemiğe sertlik verir.Uzun kemiklerin yassı bölümünde yassı ve kısa kemiklerin de dış kısmında bulunur.Boşluğu olmayan pürüzsüz bir yapısı vardır.

SARI İLİK:Sadece uzun kemiklerin içindedir.Yağ depolar.Kırmızı ilik yetersiz kaldığında ak yuvar üretir.

2. Süngerimsi Kemik:İçinde gözenekleri olan bir yapıdır.Boşluklar kırmızı ilik ile doludur.Uzun kemiklerin baş kısmı ile yassı ve kısa kemiklerin iç kısmında bulunur.

KIRMIZI İLİK:Süngerimsi kemik dokusunda bulunur.Kan hücresi üretir.

* Kemiklerin başlarında kıkırdak doku bulunur.Hareket ederken kemiklerin aşınmasını önler.Ayrıca kemiğin boyuna büyümesini sağlar.

* İskelet vücudumuzun kalsiyum deposudur.Vücuttaki kalsiyumun yaklaşık %99'u iskelette bulunur.Geride kalan % 1'lik bölüm kandadır.Kanda kalsiyum azalırsa kemiklerden kana kalsiyum geçişi olur.

Kemik Oluşumunu Etkileyen Faktörler

a)Genetik faktörler
b)Hormonlar
c)Mineraller(kalsiyum fosfor) Mineraller kemiğe sertlik vermesinin yanısıra kemik erimesinde miktarı azaltır.
d)Vitaminler.Kemiğe esneklik verir.Vitamin eksikliğinde raşitizm hastalığı ortaya çıkar.

EKLEMLER

Kemiklerin arasında bulunan kemikleri birbirine bağlayan ve hareketi sağlayan noktalara eklem denir.Hareket yeteneklerine göre eklemler 3 bölüme ayrılır.

1. Oynar Eklemler: (hareketli eklemler)
Hareket yetenekleri çok olan eklemlerdir.Eklemi oluşturan iki kemiği bağ doku ve eklem bağları birleştirir.Eklem boşluğunda kaygan bir sıvı vardır.Bu sıvı rahat hareketi sağlar ve kemiklerin aşınmasını önler.
Örnek: Kol ve bacak eklemleri.

2. Oynamaz Eklemlerhareketsiz eklemler)
Hiç hareket etmeyen eklemlerdir.

Örnek: kafatası yüz eklemlerileğen kemiği ve kalça eklemleri

3. Yarı Oynar Eklemleraz hareketli eklemler)
Hareket yetenekleri kısıtlıdır.
Örnek: Omurgadaki omurlar arasındaki eklemler


* Kemikler ve eklemler kendiliğinden hareket edemezler.

KASLAR

Kaslar vücuda genel şeklini verir ve hareket etmemizi sağlar.Kasılma ve gevşeme yeteneğine sahip olan ipliksi yapılardır.Lif demetleri halindedirler.Kas demetleri TENDON adı verilen yapılarla kemiklere bağlanırlar.
Kasların hareket edebilmesi için enerjiye ihtiyaç vardır.
Kaslar kasılıp gevşemek için besin ve oksijene ihtiyaç duyarlar.Kaslar ne kadar çok çalışırsa o kadar çok besin ve oksijen gerekir.Fazla hareket ettiğimizde kaslara taşınan oksijen yetersiz kalır ve yeterli enerji üretilemez.Bunun sonucunda kaslar yorulur.Yorgunluk laktik asit birikimesi sonucunda olur.Kasın kasılması sırasında;
- Oksijen ve besin miktarı azalır
- Karbondioksit miktarı artar.

Kasların çalışması sinirler tarafından kontrol edilir.Sinir uyartısının belli bir düzeyin üzerinde olması halinde kaslar harekete geçer.Uyartının gerçekleştiği en düşük uyarı şiddetine eşik şiddeti denir.

Kaslar çalışma biçimine ve bulundukları yere göre farklılık gösterir.Vücudumuzda üç çeşit kas vardır.

1. Kırmızı (çizgili) kaslar
2. Beyaz (düz) kaslar
3. Kalp kası

Kırmızı Kaslarçizgili kas iskelet kası)
İskeleti saran ve isteğimizle çalışan kaslardır.Hücreleri lif şeklinde uzamıştır ve birden fazla çekirdeğe sahiptir.Hızlı ve kısa süreli çalışırlar.Kol ve bacaklarda gözkapağında dilde bulunurlar.Hücrelere yeterli oksijen gitmediği durumlarda oksijensiz solunum yapabilirler.

Beyaz Kaslar (düz kas):
Hücreleri uzun ve mekik şeklindedir.Tek çekirdeğe sahiptir.İsteğimiz dışında çalışır.Yavaş uzun süreli ve ritmik çalışırlar çabuk yorulmazlar.Bağırsak mide gibi iç organların duvarlarında bulunurlar.

Kalp Kası:
Kalbin yapısında bulunan kırmızı renkli özel bir kastır.hücreleri çok çekirdeklidir.Sürekli ritmik ve hızlı çalışır. Yorulmaz.



KASLARIN ÇALIŞMASI:

Hareket için kasların birbiri ile uyumlu bir şekilde çalışması gerekir.Bu da kasların sinirlerle bağlantısını gerektirir.Kaslar sinir sisteminin uyarısı ile çalışır.Ancak kasların bu uyarıya cevap vermesi için uyarı eşik şiddetinin üzerinde olmalıdır.Eğer uyarı eşik şiddetinin altında ise kaslar buna cevap vermez.
Kasılıp gevşeme yeteneğine sahip olan kaslar kasılırken kas boyu küçülür eni artar.Hacmi değişmez.Gevşeme durumunda kas boyu uzundur.
Kemiklerin hareket ettirilmesi için karşılıklı iki kasın zıt olarak hareket etmesi gerekir.Örneğin; kolun ön yüzyinde bulunan bir kas kasılırken arka tarafta bulunan kas gevşer ve hareket gerçekleşir.Bu tip çalışan kaslara zıt etkili kaslar denir.


Çizgili Kasın Çalşma Modeli
*Kaslar kasıldıklarında boyları kısalır.Bu yüzden uzun süre futbol oynayan kişilerin boyları kısa olur

HAREKET SİSTEMİNİN SAĞLIĞI

Hareket sisteminin sağlığı için
- Dengeli beslenmeliyiz.
- Kalsiyum fosfor protein ve D vitamini içeren besinler almalıyız.
- Yaşımıza ve vücudumuza uygun spor yapmalıyız.
- Ağır yük taşımaktan kaçınmalıyız.
- Kambur durmamalıyız.
- Yüksek topuklu ayakkabılardan kaçınmalıyız.
- Fazla kilo almamalıyız.


SOLUNUM SİSTEMİ

Canlılar gelişmek büyümek ve yaşamsal faaliyetlerini sürdürmek için enerjiye muhtaçtır.Enerji organik besinlerin hücre içinde yakılması ile elde edilir.Yanma olayının olması için oksijen gereklidir.
Besinlerin hücre içinde oksijenle parçalanarak enerji açığa çıkması olayımna hücresel solunum denir.
Solunum sistemi hücresel solunum için gereken oksijenin dışarıdan alınarak kana verilmesi hücresel solunumda oluşan karbondioksit gazının da dışarı atılması işlemini gerçekleştiren sistemdir.
DIŞ SOLUNUM:Oksijenin solunum organları yolu ile dışardan alınarak karbondioksitin dışarı atılması olayıdır.
HÜCRESEL SOLUNUM:Besinlerin hücrelerde oksijen yardımı ile yakılıp enerji üretilmesidir.Oluşturulan enerji metabolizmamızın çeşitli faaliyetleri için kullanılır.

Solunum sırasında aşağıdaki reaksiyon meydana gelir.

Bazı canlılar oksijen kullanmadan besinleri parçalayıp enerji elde ederler.Bu solunuma oksijensiz solunum ( fermantasyon) denir.Fermantasyon ile elde edilen enerji miktarı azdır.

Solunum enzimler ile gerçekleşir.

Tek hücreli canlılarda solunum hücre yüzeyi ile gerçekleşir.Ama çok hücreli canlılarda solunum için özel organlar gelişmiştir.Solunum bu organlarla olur.

İNSANDA SOLUNUM SİSTEMİ



İnsanda solunum organları; burun yutak gırtlak soluk borusu ve bronşlar akciğerlerdir.

BURUN: Hem solunum hem de koku alma organıdır.Ayrıca aldığı havayı temizler ve ısıtır. Burnun içindeki kıllar hava ile gelen toz parçalarını tutar.Burundaki özel burun salgisi(mukus) da havayı nemlendirir. Burunda bulunan kılcal damarlar alınan havayı ısıtır.Böylece hava akciğerlere gitmek için temizlemiş ve ısıtılmış olur.Bu nedenle ağızdan değil burundan nefes alınması gerekir.
Solunum burunla başlar.

YUTAK:Soluk borusu ve yemek borusunun birleştiği yerdir.Yutağın üst kısmında küçük dil bulunur. Lokmanın yutulması sırasında küçük dil yukarı çekilerek soluk borusunu kapatır.Lokma yemek borusuna geçer.Yutma sırasında solunum durur.Diğer zamanlarda soluk borusu açıktır.

GIRTLAK:Yutaktan sonra gelen soluk borusunun genişlemiş kısmıdır.Yutaktan gelen hava soluk borusuna iletilir.Kıkırdaktan yapılmıştır.Gırtlağın içinde epitel dokudan yapılmış ses telleri vardır.Soluk verme sırasında ses telleri titreşir ve ses oluşur.Sesler ağızda dişler dil dudak ve damak yardımı ile konuşmaya dönüşür.



SOLUK BORUSU:Gırtlaktan akciğere kadar uzanan boğumlu bir organdır.25 cm genişliğinde 10 cm uzunluğundadır.Üstüste dizilmiş C şeklinde kıkırdak halkalardan yapılmıştır.Bu yüzden büzülmez.
Soluk borusunun iç yüzü ıslak ve kaygandır.Burada titrek tüyler bulunur.(siller)Siller soluk borusuna giren toz ve mikropları dışarı atar.
Soluk borusu arka kısımda sırt omurunun ( 4. omur ) hizasında iki kola ayrılır.Bu kollara bronş denir.Bronşlar iç kısımlarda dallanır ve bronşçukları oluşturur. Bronşçukların uçlarında ise alveol denen hava kesecikleri bulunur.


 

bronş ve bronşçuklar

ALVEOLLER: Akciğerlerin içindeki hava kesecikleridir.Tek tabakalı epitel dokudan yapılmıştır.Alveollerle akciğer kılcal damarları arasında gaz değişimi olur.(okijen-karbondioksit)

AKCİĞERLER: Göğüs kafesinin içinde bulunur.Diyafram kasının üzerinde yer alan bir çift organdır.(sağ akciğer sol akciğer)Açık pembe renkte ve süngerimsi bir tapıdadır.
Sağ akciğer üç parçalı (lob) sol akciğer iki parçalıdır.Sol akciğer kalbe yer açmıştır bu nedenle sağ akciğerden daha küçüktür.
Akciğerlerin etrafı çift zarla çevrilidir.Bu zara pleura denir.İçlerinde ise alveoller bulunur.Bir akciğerde yaklaşık 300 milyon alveol bulunurAlveollerin sayısının fazla oluşu akciğer yüzeyinin solunum yüzeyinin genişlemesini sağlar.Her bir alveolun etrafı kılcal damarlarla sarılmıştır.



SOLUK ALIP VERME

Soluk alıp verme omurilik soğanı tarafından kontrol edilir.Diyafram adı verilen yassı kas göğüs boşluğunun altını kapatan bir kastır.Hem diyafram hem göğüs kasları soluk alıp vermeye yardımcı olur.Diyafram kasılıp gevşeyerek akciğerlere hava girip çıkmasını kolaylaştırır.Göğüs kası ise kaburgaların arasının açılıp kapanmasını sağlar.
Soluk alırken;
- Diyafram aşağı çekilerekkasılır düzleşir
- Gögüs kasları kasılır kaburgalar yukarı kalkar.
- Akciğerler genişler hava alveollere gider.
- Göğüs boşluğu genişler.
- Alveollere gelen havanın içindeki oksijen kılcal damarlara geçer ve tüm vücuda dağılır.
Soluk verirken;
- Diyafram yukarı doğru şişkinleşir.
- Göğüs kasları gevşer kaburgalar aşağı iner.
- Akciğerler daralır iç basınç artar.
- İç basınç dış basınçtan yüksek olduğundan hava akciğerlerden dışarı atılır.
- Vücutta kirlenmiş olan kanın içindeki karbondioksit kılcal damarlar sayesinde alveollere geçer ve solukla dışarı atılır.

* Solunum hızını beyindeki solunum merkezi yönetir.
* Soluk alıp verme dakikada yaklaşık 16-18 kez olur.
* Solunum ile alınan oksijen kılcal damarlarla hücrelere gider ve hücredeki glikozun parçalanması için kullanılır.Solunum mitokondride gerçekleşir.



Yorumlar - Yorum Yaz