• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Ders-Akademi/1405878436342260

Üyelik Girişi

Şehname

Divan edebiyatını da derinden etkilemiş büyük bir İranlı şairidir. Günümüze
Şehname adlı yapıtı kalmıştır.
Asıl adı Ebu’l-Kasım Mansur olan Firdevsi’nin yaşamı hakkında yeterli kesin
bilgi yoktur. Yaşamı çeşitli söylencelere karışmış, eski kaynaklarda bir masal
havasında anlatılmıştır. Firdevsi Tus kentinde soylu bir ailenin çocuğu olarak doğdu.
Şehname’den, iyi bir öğrenim gördüğü, eski Farsça ile Arapça’yı ustalıkla kullanacak
derecede öğrendiği anlaşılmaktadır. Daha gençlik yıllarında İran Tarihine büyük bir
ilgi duydu. Halk arasında anlatılan efsane ve öyküleri de kapsayan büyük bir destan
yazmak istiyordu. 974 yılında Şehname’yi yazmaya konuldu.
Şairin bundan sonraki yaşamı üzerine çeşitli öyküler anlatılmaktadır. Yaygın
olan öyküye göre Firdevsi, Şehname’yi Gazneli Sultan Mahmud’a sunmak için
Gazne’ye gider; ama saraya girmekte zorluk çeker. Sarayın çevresinde dolaşırken üç
saray şairi ile karşılaşır. Onlara dileğini söyler. Şairler Firdevsi’yi sınamak için küçük
bir deneme yaparlar. Denemenin amacı şudur: Dizeleri “ şen ” hecesiyle biten bir

dörtlük söylemek. Buna göre her biri sırayla bir dize söyleyecektir. Farsça’da “şen”
hecesiyle biten üçten fazla sözcük bulunmadığını düşünen saray şairleri, Firdevsi’nin
uyak bulamayacağından emindirler. Saray şairleri sırayla üç dize söyledikten sonra
sıra Firdevsi’ye gelir. Firdevsi, İran’ın eski kahramanlarından Poşen’in adını
dördüncü dizeye uyak yaparak dörtlüğü tamamlar. Bu kahramanın kim olduğunu
bilmeyen şairler Firdevsi’nin açıklamalarına hayran kalırlar ve Firdevsi’yi Sultan
Mahmud’a tanıtırlar.
Firdevsi, kısa zamanda Sultan Mahmud’un hayranlığını kazanır. Sarayda
kendisine özel bir yer ayrılır ve Şehname’yi yazmayı burada sürdürür. Firdevsi’nin
yazdığı bölümleri okudukça hayranlığı artan Sultan Mahmud şairin her beyti için bir
altı ödenmesini buyurur. Ama vezir, Firdevsi’yi kıskandığı için ve bu ödemenin
bütçeye büyük getireceği gerekçesiyle buyruğu savsaklayıp, ödemeyi yapmaz. Firdevsi
ise kişiliğine yediremediği için veziri, Sultana şikayet edemez. Bu arada şairin yazdığı
bölümler elden ele dolaşmakta, ünü yaygınlaşmaktadır. Ama bu durum şaire düşman
kazandırır, sarayda onu çekemeyenler artar. Bu kişiler, Firdevsi’nin din yolundan
sapmış biri olduğunu ileri sürerler ve söylentiler Sultana kadar ulaşır. Sonunda
Firdevsi 60 bin beyitten oluşan Şehname’yi Sultan Mahmud’a sunar. Sultan şaire 60
bin altı yerine 60 bin gümüş verince Firdevsi, kendisini aşağılanmış hissederek
saraydan ayrılır. Bir söylentiye göre aldığı paranın yarısını bir hamamcıya, yarısını da
içtiği şerbetin karşılığı olarak şerbetçiye verir. Daha sonra Herat kentinde bir
dostunun yanına sığınır.
Bazı kaynaklar Firdevsi’nin Herat’tayken Sultan Mahmud için ağır bir yergi
şiiri yazdığından söz eder. Bazı kaynaklarda ise şairin, Herat’ta büyük bir caminin
duvarına Sultan Mahmud için yazdığı övgü şiirini astığını ve bu övgüyü duyan Sultan
Mahmud’un yapılan haksızlığı öğrendiği yazılıdır. Sultan Mahmud, hemen 60 bin
altını Firdevsi’ye gönderir. Ama altınları getiren ulak, kentin bir kapısından girerken,
Firdevsi’nin cenazesi de öbür kapıdan çıkmaktadır. Şairin kızı da gönderilen altınları
bir hayır kurumuna bağışlar.
Firdevsi’nin Şehnamesi, İran’ın Arap egemenliğine girene kadarki tarihini
içerir. İran tarihi ve mitolojisi, eldeki eski kitaplara, dilden dile dolaşan söylencelere
ve öykülere dayanılarak yazılmıştır. Yapıt mesnevi biçimde düzenlenmiş 60 bin
beyitlik bir şiirdir. Firdevsi yapıtını yazarken bir tarihçi gibi çalışmış ama tarihsel 

bilgileri güçlü şiir yeteneği ile işlemiştir. Yapıtın yazıldığı dönemde Arapça’nın çok
yaygın olmasına karşın, Firdevsi Arap dili ve kültürünün egemenliği altındaki İran
ulusuna, büyük bir tarih ve kültür zenginliğine sahip olduğunu göstermek istercesine
kendi dillerinde bir yapıt sunmuştur. Yapıt çok yalın bir dille yazılmıştır. Şehname
gerek şiirsel gücüyle, gerek bilgi zenginliğiyle Divan şairlerinin başyapıtlarından
biridir. Bunu yanı sıra bir ulusun tarihi üzerine tek bir şair tarafından yazılmış benzer
bir yapıt yoktur. Şehname dünya şiirinin, özellikle destan türünün büyük klasikleri
arasındadır. Dünyanın birçok diline çevrilmiş olan yapıt Türkçe’ye ilk kez 16.yüzyılda
Tatar Ali Efendi tarafından eksiksiz olarak çevrilmiştir. Günümüz Türkçe’sine ise
Necati Lugal tarafından aktarılmıştır.